ABD'den İsrail'e çağrı: Acilen sivilleri korumak için daha fazlasını yapmalı ABD'den İsrail'e çağrı: Acilen sivilleri korumak için daha fazlasını yapmalı

mısırölülerkapak

Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, Orta Mısır’da bulunan Tuna Al Gebel bölgesinde keşfedilen mezarlığın geçmişi, ‘Yeni Krallık’ dönemine, yani M.Ö. 1550 ilâ 1070 yıllarına dek uzanıyor. Mezarlık, ölen kişiye 'öteki dünyada' hizmet etmesi amaçlanan mumyalar, lahitler, muskalar ve pek çok ‘uşabti’ diye de bilinen ‘şabti’ heykelcikler barındırıyor.

Mezarlıkta keşfedilen ‘Ölüler Kitabı’ parşömeni yaklaşık 13 ilâ 15 metre uzunluğunda. Bakanlığa bağlı arkeologlar, 2017 yılından bu yana bölgede kazılarını sürdürürken, mezarlık kısa bir süre önce açığa çıkarıldı.

mısırölüler33

PARŞÖMENİN İÇERİĞİ HENÜZ BİLİNMİYOR

‘Ölüler Kitabı’, yeraltı dünyasındaki yolculuklarında ölülere yardımcı olmak da dahil olmak üzere bir grup amaca hizmet eden çeşitli metinlere verilen modern bir isim. Antik Mısırlıların bu metinlere verdikleri isim, kimi zaman “Vakti Geldiğinde Dirilme Kitabı” diye de tercüme edilebiliyor. Ölüler Kitabı’ndan yapılan alıntıların yazılı olduğu kopyalar, kimi zaman cenazelerle birlikte gömülüyordu.

Yapılan açıklamada, Ölüler Kitabı’nın yeni bulunan kopyasına dair çok az bilgi verildi. Parşömenin kesin olarak hangi metinleri içerdiği ya da kiminle birlikte gömülmüş olduğu henüz belli değil. Şu ana kadar Ölüler Kitabı papirüsünün herhangi bir fotoğrafı yayınlanmadı ve onu keşfeden ekip üyeleri herhangi bir yorumda bulunmadı.

'FAZLASIYLA ENDER GÖRÜLEN BİR OLAY'

Kazıda görev almayan çeşitli bilim insanları, ulaşılan bulguların önemli olabileceğini ifade etti. Chicago Üniversitesi’nde Mısırbilimci ve Araştırma Arşivleri Başkanı Foy Scalf, bir e-postayla verdiği demeçte, Ölüler Kitabı’nın bir kopyasının gömüldüğü ilk mezarda bulunmasının 'fazlasıyla ender görülen bir olay' olduğunu belirtti. Scalf, “Fotoğraflara bakmadan daha fazlasını söylemek zor; geleneksel olarak resmi bir yayının sağlam temelli değerlendirmeler oluşturmasını beklemek gerekiyor" dedi.

Almanya’daki Roemer ve Pelizaeus Müzesi’nin yöneticisi ve Ölüler Kitabı’nı kapsamlı bir biçimde inceleyen bilim insanı Lara Weiss, e-postayla verdiği demeçte, “Şayet bu kadar uzun süre boyunca sağlam bir halde korunmuşsa, kesinlikle muhteşem ve ilgi çekici bir keşif” diye konuştu.

MEZARLARDA "TANRI" AMON’LA BAĞLANTILI KİŞİLER YATIYOR

ölülerkitabı2

Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı’nın açıklamasına göre, arkeologlar yeni keşfedilen mezarlıkta 3 bin 500 yıldan uzun zaman önce yaşamış tanrı Amon’un başrahibi Cehuti’nin kızı da dahil olmak üzere bir grup tabut ve mumyayı gün yüzüne çıkardı. Bir diğer tabutsa Güneş ve Thebes antik kenti (günümüzdeki Luxor kenti) ile bağlantılı bir tanrı olan Amon’un tapınağında ilahiler söyleyen bir kadına ait gibi görünüyor.

Yapılan açıklamada, mezarlıkta, ölülerin organlarının saklandığı pek çok küçük kabın da bulunduğu dile getirildi. Ayrıca, ölülerin tahta tabutlarını koruyan taş lahit kalıntıları da açığa çıkarıldı. Alanda yeni kalıntılar bulmak için kazılar ve buluntular üzerindeki analizler devam ediyor.

Editör: HABER MERKEZİ